Mütevazıydı. Ben demeyi sevmez, biz derdi. En kaliteli olanı yer, içer, giyer, gezer ama bunu hiç hissettirmezdi.
Sabırlıydı. Acele etmezdi. Bin yıl yaşayacak gibi plan ve programlar yapardı. Onun için önemli olan başlangıç değil, sonuçtu. Şaşalı törenleri, açılışları, kutlamaları sevmez, aldığı sonuçlarla gurur duyardı.
Kindar değildi. Yapıcı, birleştirici, uzlaştırıcı üslubu ve kolektif bilinciyle gerçek bir müzakere adamıydı. Kestirip atmayı sevmez ama tavır alması gerektiğinde de dik durmayı bilirdi. Esen rüzgâra göre yön değiştirenlerden hiç olmadı!
Dürüsttü. İşini en iyi şekilde yapmak, işi bir defada doğru yapmak, kimsenin canını yakmamak, rakiplerini kendinden çok düşünmek, onu, o yapan temel özelliklerinden biriydi.
Zengindi ama patron değildi. Şirketlerinde, en çok çalışan hep o oldu.
Mücadeleciydi. Asla sıradan işleri sevmezdi.
Üretkendi. Boş durmayı sevmez, herkesin doğaya, ülkeye, geleceğe borcu olduğu, bu yüzden çok çalışması gerektiğine inanırdı.
Cesurdu. Doğru bildiğinden şaşmaz, kimseye eyvallahı olmazdı! Hayatını eğitime adamış değerli öğretmen, girişimci iş insanı, doğa dostu, bilim insanı İbrahim Arıkan dünyanın en çok iyiliğe ihtiyacı olduğuna inanmış ve her şartta elinden feleni yapmıştı.
Şimdi bu bayrağı, çocukları Ümit, Ebru ve Eda aynı coşkuyla dalgalandırıyor!..
Arıkan Ödülleri Başta çocukları olmak üzere, kurum yöneticilerine önerim, İbrahim Bey anısına, tıpkı İbrahim Bey gibi yüreği eğitime, bilime, inovasyona hizmet için yanıp tutuşan ve bu konuda büyük hizmetleri olan kişilere verilmek üzere bir ödülün tahsis edilmesidir! Bu bir hizmet ödülü olmalı ve biri eğitim diğeri bilim üçüncüsü de girişimcilik olmak üzere üç alanda verilmeli ve verildiğine de değmelidir! Kiminin ödülü maddi, kimininki de onore edici olabilir. Ölüm yıldönümlerinde verilmesi de hayallerinin devamlılığını sağlayacaktır.
Özetin özeti: Marifet iltifata tabidir ve Arıkan bunu fazlasıyla hak etti…